Hoş Geldiniz
Hızlı ve güvenli alışverişe giriş yapın!
Henüz Üye Değil Misiniz?
Kolayca üye olabilirsiniz!

Aromaterapi

07-01-2023 18:23
Aromaterapi

Aromaterapi Nedir?

Aromaterapi, bitkilerden, çiçeklerden ve diğer bitkisel materyallerden elde edilen, uçucu ve sabit yağların, kimyasal komponentlerine bağlı olarak değişen terapötik özelliklerine göre fiziksel ve psikolojik olarak iyileşmek amacıyla kullanılmasıdır. Ulusal bütünsel aromaterapi derneği (NAHA) aromaterapiyi; uçucu yağlar, hidrosoller ve taşıyıcı yağların kullanımı ile bedeni bir denge durumuna döndüren; zihni, bedeni ve ruhu iyileştirmek için kullanılan bütünsel bir tedavi yöntemi olarak tanımlamaktadır.

Eski çağlarda sıkça kullanılan bu tedaviler nüfusun ve teknolojinin artışıyla yerini bu bitkilerden üretilen elde edilmesi daha kolay ve daha ucuz sentetik ilaçlara bırakmıştır. Yıllar içerisinde, mikroorganizmalar sentetik ilaçları tanımış ve direnç kazanmışlardır; ancak aromaterapi yağları, mikroorganizmaların da yapı taşlarında bulunduğu için bunlara karşı direnç kazanması söz konusu değildir. Dolayısıyla aromatik yağlar mikroorganizmalara karşı daha etkili savaşmakta ve sağlık açısından doğal olmasıyla daha değerlidir.

Aromaterapinin Tarihçesi

Bitkilerin ve bunlardan elde edilen özlerin iyileşmek ve güzelleşmek amacıyla kullanımı binlerce yıl öncesine uzanmaktadır. Geçmişten günümüze bakıldığında uçucu yağlar ile tedavinin pekçok farklı coğrafyada farklı biçimlerle uygulandığı görülmektedir. Örneğin Hindistan’da bitki ve özlerinin tedavi edici gücü yüzyıllarca Ayurvedik tedavinin önemli bir parçası olmuştur. Eski Mısır imparatorlukları ise besin, kozmetik ve tedavi amaçları dışında koruyucu etkileri olan aromatik bitkileri ve uçucu yağları ölülerini mumyalama işleminde kullanmışlardır. Eski Romalılar, koku maddelerine büyük önem vermişler; banyolarla, merhemlerle, yağlarla ve parfümlerle tüm yaşam alanlarını güzel kokularla çevrelemişlerdir.

Özellikle distilasyon ile uçucu yağ elde edilmesi aromaterapi açısından önemli bir gelişmedir. Mezopotamya’da yapılan arkeolojik kazılarda ilkel damıtma ekipmanlarının bulunması uçucu yağ üretiminin tarihsel gelişimi hakkında ipucu vermektedir. 2000 yıl önce Mısırlılar, Hintliler ve Persler tarafından uçucu yağ üretim yöntemi olarak damıtmanın kullanıldığı kayıtlıdır.

Bugün bildiğimiz distilasyon yönteminin geliştirilmesi ise 10. yüzyıla kadar uzanmaktadır. 10. Yüzyılda İbn-i Sina’nın, distilasyon aparatına soğutucu bir tüp ilavesi ile günümüzde uygulanan distilasyon yönteminin temeli atılmıştır.

Keşiflerle Avrupa’ya gelen bitkisel kokulu maddelerin de etkisiyle, 16. yüzyıldan itibaren Batı Avrupa’da parfümeride önemli gelişmeler olmuştur. Ünlü Doktor Paracelsus, ilk kez uçucu yağların ve bitkilerin bileşen maddeleri arasındaki bağlantıyı ortaya koymuştur. Aynı zamanda Paracelsus “Quinta essential” ismi ile uçucu yağ terimini ilk kez kullanan kişidir.

18. Yüzyıldan itibaren ise rafine kokuların İtalya’dan ve Fransa’dan ithal edildiği parfüm çağı başlamıştır. Banyo yapmanın ve yıkanmanın sağlıksız kabul edildiği o zamanlarda parfüm endüstrisi gelişim göstermiştir .

Modern Aromaterapi uygulamaları ise Fransa’da üç kişinin çalışmalarıyla başlamıştır; bir kimyager olan René-Maurice Gattefossé, Fransız Tıp hekimi Jean Walnet ve hemşire Marguerite Maury.

Modern Aromaterapi hakkında yazılan ilk kitap 1937 yılında Gattefossé tarafından Aromathérapie: Les Huiles Essentielles, Hormones Végétales ismiyle yayımlanmıştır. Gattefossé aromaterapi ifadesini ilk kullanan kişidir.

Rene-Maurice Gattefossé, 1881-1950 yılları arasında Fransa’da yaşamıştır. 1910’da laboratuvarında çalışırken gerçekleşen bir kazada meydana gelen yaraları enfekte olmuştur. Yara üzerine kullandığı tıbbi lavantanın (Lavandula angustifolia) iyileştirme hızını görmüş ve çok etkilenmiş olan Gattefossé, hayatını uçucu yağların araştırmalarına adamıştır. Uçucu yağların haricen uygulanmasından itibaren 30 dakikadan 12 saate kadar olan sürede tamamen emildiğini bulmuştur.

Jean Walnet ise 1920-1995 yılları arasında yaşamış bir askeri doktordur. Gattefosse’nin çalışmalarından etkilenerek, II. Dünya savasında antiseptik uçucu yağ solüsyonlarıyla savaş yaralarını iyileştirmiştir. Hayatının çoğunu aromaterapi ile 6 ilgili araştırmalara adamıştır. Yayınladığı eserleri Aromathérapie ve The Practice of Aromatherapie ile sayısız vaka çalışmaları ve referansları ile aromaterapinin bilimsel gelişimini hızlandırmışlardır.

Marguerite Maury (1895-1968) ise kişiye özel ilk uçucu yağ karışımlarını oluşturmuş, 1960’lardan itibaren İsveç Masaj yöntemlerini aromaterapiye sokmuştur. Ayrıca uçucu yağların kullanımını cerrahi, radyoloji, dermatoloji, jinekoloji, genel tıp, psikiyatri, kaplıca tedavisi, fizyoterapi, spor ve kozmetik gibi çeşitli klinik bölümlere ayırmıştır. 1961’de uçucu yağlar ve cilt üzerine yapmış olduğu araştırmaları yazdığı Le Capital Jeunesse ile iki kez uluslararası ödül kazanmıştır.

Bugün ise dünyada Uluslararası Profesyonel Aromaterapistler Federasyonu (IFPA), Uluslararası Holistik Aromaterapistler Birliği (NAHA), Uluslararası Aromaterapistler Federasyonu (IFA) ve Uluslararası Aromaterapistler Birliği (AIA) gibi kuruluşlar, bu alandaki eğitim ve araştırmaların yapılmasından uçucu yağların üretimine, elde edilişinden kullanım alanlarına kadar ilgili standartların düzenlenmesinde öne çıkan otoritelerdir.

Aromaterapi Kullanım Alanları

Estetik aromaterapi: Estetik aromaterapide, uçucu yağların kullanımı tedavi amacı taşımamakta olup kozmetik ve estetik amaçlı doğal kokular ile üretilen parfümler, cilt ve vücut ürünleri, kişisel bakım ürünleri, ortam kokulandırmaları gibi uygulamalar bu grupta yer almaktadır.

Holistik aromaterapi: Holistik aromaterapide kişi bedensel, zihinsel ve ruhsal yönleriyle bir bütün olarak değerlendirilir. Kişinin bireysel ihtiyacına ve beklentisine uygun olarak ona özel karışımlar hazırlanır. Bu karışımlar ile yapılan masaj uygulamaları fiziksel ve zihinsel olarak rahatlama ve enerji vermek için kullanılmaktadır.

Klinik aromaterapi: Klinik aromaterapi, spesifik bir klinik semptom üzerinden giderek bu duruma uygun hazırlanan karışım ile uygulama yapılan kişide ölçülebilir bir iyileşme hedefler. Gastrointestenial sorunlar, astım, baş ağrısı, yüksek ateş, alt ve üst solunum yolları enfeksiyonları, uykusuzluk, yorgunluk, dermatolojik hastalıklar, kadın doğum hastalıkları gibi durumların tedavisinde antispazmodik, antiviral, antifungal, anti-bakteriyel ve sedatif etkileri nedeniyle kullanılmaktadır. Aromaterapi tarihinde bahsi geçen Fransız aromaterapistler klinik aromaterapi hakkında yazdıkları kitapları ile bu konuyu ilk doğrudan tanımlayanlar olmuşlardır.

Klinik aromaterapi, medikal ve hasta bakım aromaterapisi olmak üzere iki alt bölüme ayrılır. Medikal aromaterapi oral kullanımı kapsamaktadır. Ülkemizde ruhsatlı pek çok ilaç ve besin desteğinde uçucu ve sabit yağlar bulunmaktadır. Hasta bakım aromaterapisi ise haricen kullanımları içermektedir.

Aromaterapi Uygulama Yolları

Aromaterapi uygulamaları genel olarak dört farklı şekilde yapılabilmektedir.

Topikal uygulama: Cilt üzerinde masaj, sıcak/soğuk kompres, banyo, krem, losyon veya merhemler ile uygulanır.

İnhalasyon: Direkt veya indirekt koklama, buharlı veya buharsız olarak kullanılan difüzörler, aromastickler ve diğer uygulama materyalleri ile uygulanır.

Oral: Jelatin kapsüller içinde veya alkol ve bal gibi bir çözücü içinde uygulanır.

Dahilen: Gargara, vajinal duşlar, ovül ve supozituvarlar ile uygulanır.

Aromaterapide uygulanan uçucu yağların vücut üzerindeki etkilerinin birden fazla şekilde gerçekleşebileceği düşünülmektedir. Bunlar; fiziksel olarak, absorbe edilen uçucu yağın vücut sistemleri üzerindeki farmakolojik etkisi ile, duyusal olarak, beyin üzerindeki etkileri ve koku sistemi arasındaki etkileşimleri ile ve ruhsal olarak, vücuttaki enerji akışlarıyla titreşimsel etkileşimleriyle.

Bu nedenle aromaterapi uygulamaları hem fiziksel hem ruhsal etkilerini birarada göstererek bütünsel bir iyileşme de sağlamaktadır.

Topikal uygulama

Aromaterapide topikal uygulamalar genelde uçucu yağların bir veya birden fazla taşıyıcı sabit yağlar içinde karıştırılması ile yapılmaktadır. Aromaterapide kullanılan yağlar yapıları gereği ciltten hızla emilmektedir. Uçucu ve sabit yağın kimyasal özellikleri emilimi doğrudan etkilemektedir.

Pek çok uçucu yağ bileşeni stratum corneum adı verilen cilt bariyerini geçerek epidermisten dermise ve buradan da kan dolaşımına geçer. Topikal uygulama sırasında yapılan friksiyon ve masaj da kan damarlarının genişlemesini teşvik ederek yağların dermal emilimi arttırmaktadır.

Uçucu yağlar lipofilik özellikte ve çok küçük moleküller olduğundan dermal emilim gerçekleştikten sonra kan-beyin bariyerini aşarak beyinle ilgili bölgelere nüfuz ederek etki etmesi de mümkün olmaktadır. Bu sayede kokunun beyin üzerindeki etki mekanizması ile de iyileşme sağlanabilmektedir.

Bir çalışmada lavanta, çay ağacı, greyfurt ve selvi uçucu yağları ile fareler üzerinde yapılan 20 dakikalık dermal uygulama sonucu söz konusu yağların baskın bileşenleri için analiz yapılmıştır. Greyfurt uçucu yağından elde edilen limonenin, en yüksek perkütan absorpsiyon derecesi gösterdiği görülmüş ve sadece kanda değil, aynı 9 zamanda beyin ve akciğerde de tespit edilmiştir. Ayrıca erkek farenin derisinden emilen lavanta yağının ana bileşenleri olan linalool ve linalil asetat kandaki maksimum konsantrasyonuna 20 dakika sonra ulaşmıştır.

Uçucu yağlar ve bileşenleri, bu geçirgenlik özelliğinden dolayı bazı kimyasal ilaçların topikal formülasyonlarına eklenerek ciltten emilimini arttırmak amacıyla sık kullanılan sentetik malzemelere göre daha güvenli bir yöntem olarak araştırılmıştır. Buna göre uçucu yağların, düşük sitotoksisiteye sahip hem hidrofilik hem de lipofilik ilaçların deriden emilimini etkili bir şekilde kolaylaştırdığı tespit edilmiştir.

Sık kullanılan topikal uygulamalara örnek olarak; saç ve cilt bakımı, masaj ile kasları gevşetmek, ağrı ve nevraljinin azaltılması sayılabilir.

İnhalasyon

Bir uçucu yağın koklanması yağın vücuda girmesinin en kolay ve hızlı yoludur. İnhale edilen koku molekülleri burun boşluğundaki silialarda bulunan koku reseptörlerine bağlanır. Bu reseptörler aracılığıyla elektrokimyasal bir mesajın olfaktor bulbus ve olfaktor yol ile limbik sisteme iletimi sağlanmaktadır.

Limbik sistem insan beyninin dürtüsel fonksiyonlarını yöneten bölümüdür ve hayati öneme sahiptir. Bu bölümler bilinç, muhakeme, doğrulama ve hafıza süreçleri ile birlikte duygu veya dürtü olarak bilinen içgüdüsel davranışları kontrol eder.

Alınan bu mesajlar hafıza ve hipotalamus aracılığıyla duygusal tepkileri harekete geçirerek yanıtların beynin diğer bölümlerine ve vücuda gönderilmesini sağlar. Sonuçta öfori, rahatlama, sedasyon ve uyarıcı eylemlerin oluşmasını sağlamaktadırlar. Ayrıca uçucu yağlar içindeki bazı analjezik bileşenler, beyin sapındaki dopamin, endorfin, noradrenalin ve serotonin gibi maddelerin salınmasını etkilemekte ve bunun sonucunda analjezik etki göstermektedir.

İnhalasyonun diğer bir etki mekanizması da uçucu yağları soluduğumuzda yağın içeriğindeki bileşenlerin akciğerlere ve oradan kan dolaşımına geçmesi ile gerçekleşir. İnhale edilen uçucu yağlar akciğerlerdeki bakteri, virüs ve mantar kaynaklı bronş enfeksiyonlarını tedavi etmek için de kullanılabilmektedir. Solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisi için inhalasyon yolu ile uygulanan uçucu yağlar %50 etkili biyoyararlanım ile akciğerlere dağılmaktadır.

İnhalasyon ile aromaterapi uygulamalarından sıklıkla üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarında, alerjik tıkanıklıklarda ve sinüzitte, baş ağrısında, bulantıda, uykusuzluk, depresyon, post-travmatik stres bozukluklarında faydalanılmaktadır.

İnhalasyon, direkt veya indirekt olarak, buharlı veya buharsız şekilde olabilir. En geleneksel olarak bilinen yöntem olan sıcak su içine buğu yönteminden, günümüzde kullanılan ultrasonik veya iyonik difüzörlere kadar; aromastickler, aroma-bantları veya kokulu taşlar ile inhalasyon gerçekleştirilebilmektedir.

Dahilen uygulamalar

Aromaterapinin dahilen kullanımı yaygın olarak ağız içi veya diş eti sorunları için gargara olarak uygulanabilirken diğer taraftan vajinal duş, ovül veya rektal yoldan suppozituvar olarak uygulanarak sorunlu bölgeye doğrudan ulaşılmaktadır.

Eczanelerde de satılan pekçok ağız bakım ürününün içeriğinde mentol, thymol, okaliptol gibi uçucu yağlar yer almaktadır. Diş ağrısına karanfil yağı, ağız içi aftta melisa yağı, yaygın kullanımı olan uygulamalardır.

Yapılan çalışmalarda fenolik yapıları olan uçucu yağlar içeren ağız çalkalama ürünleri ile klorheksidinin antibakteriyel özelliği karşılaştırılmış ve benzer antiplak ve antigingivit aktivite görülmüştür. Ağız çalkalama suyu Listerine®, içeriğindeki nane, kekik, okaliptus gibi uçucu yağlar ile etkili bir antigingivit ve antiplak özelliği taşımaktadır.

Bir başka uygulamada ise vajinal floranın bozulmasıyla kadınların sıkça kaşılaştığı sorunlardan olan candida enfeksiyonlarına karşı tampona damlatılan birkaç damla tea tree oil veya nioli ile çözüm bulunabilmektedir.

Oral kullanım

Uçucu yağların oral olarak kullanımı çok eskilere uzanmaktadır. Tarçın, karanfil, nane, sandal ve okaliptus gibi pekçok uçucu yağ, 1930’da American Medikal Assosacian tarafından yayımlanan Useful Drugs isimli kitapta yer almışır.

Uçucu yağlar çok konsantre olduğundan, dozlar genellikle verilen damla sayısı ile tarif edilmektedir. Bununla birlikte tüm uçucu yağların oral kullanımı güvenli değildir. Kimyasal içeriği fenol bakımından yüksek olan uçucu yağların doğrudan oral alımı mukoza tahrişine sebep olabileceğinden bitkisel yağ veya bir çözücü içinde seyreltilmesi, bal ile kullanılması veya jelatin kapsüllerde yutulması önerilmektedir.

Oral kullanımda kullanılacak yağın özellikleri ve dozajı büyük önem taşımaktadır. Her uçucu yağ oral uygulamaya uygun olmadığı gibi güvenli bilinen yağlar da yüksek dozlarda ve sık kullanımda toksik etkilere neden olabilmektedir.

Avrupa’da uçucu yağlar veya uçucu yağ bileşenlerini içeren oral kullanıma hazır tıbbi ürünler uzun yıllardan beri kullanılmaktadır. Almanya’dan örnekler; okaliptüs, portakal, limon ve mersin uçucu yağlarını içeren GeloMyrtol®, okaliptus uçucu yağının etkili bileşeni olan 200 mg sineol içeren Soledum®, 80 mg lavanta yağı içeren Lasea® kapsülleri sayılabilir.

Almanya’da "kişiselleştirilmiş oral tıbbi aromaterapi" uygulaması da yaygınlaşmaktadır. Bu uygulamada bir başvuru formu ile hastanın kişisel ihtiyaçlarının belirlenmesi ardından uçucu yağlar eczaneler tarafından gastro-dirençli kapsüllere miligram miktarlarında doldurulmaktadır.

Kaynak:

IdeaSoft® | E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.